Süt tozu, süt tüketiminizi artırmak için ucuz, esnek ve uzun raf ömrüne sahip bir seçenektir. Bununla birlikte, herkesin hoşlanmadığı tat ve doku da dahil olmak üzere süt tozunun birçok potansiyel dezavantajı vardır.
Süt Tozu’nun İyi Yönleri
Uzun Raf Ömrü
En belirgin avantajlarından biri uzun raf ömrüdür. ABD Süt Ürünleri İhracat Konseyi’ne göre hazır, yağsız kuru süt tozunun raf ömrü altı ila on iki ay arasındadır. Hazır olmayan, yağsız kuru süt tozunun tahmini raf ömrü 12 ila 18 aydır, ancak en uygun koşullar altında depolama süresi en az iki yıla kadar uzatılabilir.
Süt Ürünleri İhracat Konseyi ayrıca tozun depolandığı koşulların da önemli bir fark yaratabileceğine dikkat çekiyor: İdeal olarak, 27 santigrat derecenin altındaki sıcaklıklarda ve yüzde 65’in altındaki bağıl nemde saklanmalıdır.
Kutuyu açtıktan sonra güvenli bir şekilde kapatılmış bir kap veya poşet içerisinde buzdolabında beş güne kadar saklamanız tavsiye edilir. Süt tozunun kutu açıldığında saklama ömrü çok daha kısa olduğundan, bir kerede çok fazla tüketmeyi planlamıyorsanız daha küçük miktarlarda satın almak daha iyidir.
Uygun Fiyatlı ve Çok Yönlü Kullanım
Süt tozu, uzun saklama ömrü ve esnekliği nedeniyle özellikle uygun maliyetli bir üründür. Sütü kabinlerde veya diğer şebeke dışı tesislerde tutmak, kamp yaparken veya sadece evde süt tedarikinizi artırmak veya diyetinize ek kalsiyum katmak için kullanabilirsiniz.
Özellikle alanın sınırlı olduğu durumlarda kullanışlıdır; Amerikan Süt Enstitüsü, 16 bardak veya 3,7 litre yeniden yapılandırılmış yağsız süt elde etmek için yalnızca 3 bardak yağsız süt tozunun gerekli olduğunu bildirmektedir.
Kötü Noktalar
Doku ve Lezzet Eksikliği
Seçici bir yiyiciyseniz, tat ve doku, süt tozunun en büyük dezavantajları olabilir. Bazı insanlar, su ile karıştırıldıktan sonra bile yeniden yapılandırılmış süt tozunun tadı veya dokusundan hoşlanmadıklarını söylüyor. Taze sütü içmek için saklamak ve süt tozunuzu tahıl gibi yiyeceklerde veya çorba ve unlu mamul tariflerinde kullanmak, küçük farklılıkları maskelemenin iyi bir yoludur.
Ancak süt tozunun en sık dile getirilen zararlı etkilerinden biri oksitlenmiş kolesterolün varlığıdır. Ancak bunun ne kadar sağlık riski olduğunu veya olmadığını açıkça belirleyen önemli bir klinik çalışma yoktur. Bu, Ulusal Süt Ürünleri Konseyi’nin süt tozundaki oksitlenmiş kolesterol hakkında bir makale yayınlamasına yetecek kadar tartışmalıdır.
Bilim adamlarının düşük işlem sıcaklıkları kullanılarak kolesterol oksidasyonunun en aza indirilebileceğini bulduklarını açıklıyorlar (bu nedenle düşük sıcaklıktaki süt tozunu arayın); Oksijene dayanıklı ambalaj kullanılması; ve süt tozunun serin ve kuru bir yerde saklanması. Son kullanma tarihi geçmiş süt tozunun imha edilmesi aynı zamanda üründeki kolesterol oksidasyonunu da en aza indirecektir.
Son olarak, tam yağlı sütü (tam yağlı sütün kurutulmuş versiyonu) yağsız veya az yağlı süt tozu lehine atlamak, doymuş yağ ve kolesterol alımınızı büyük ölçüde azaltacaktır.
Taze Süt ile Taze Süt Arasında Besin Farkı Vardır
Pastörize ve toz süt, çiğ süte kıyasla daha düşük besin seviyelerine sahiptir. Pastörizasyon, laktik asit basilleri dahil olmak üzere sütte bulunan, sağlığa faydalı, mide-bağırsak ve bağışıklık sistemini güçlendiren tüm mikropları yok eder. Ek olarak pastörizasyon sırasında ısıtma, sütteki enzimleri yok eder ve bu enzimler vücudun besin maddelerini, özellikle de kalsiyumu emmesine yardımcı olur. Çoğunlukla bazı sentetik vitaminler pastörize süte tekrar eklenir, ancak sütün doğal enzimleri olmadan bunların sindirilmesi zordur.